Yaratıcılık insanların hayatının her alanında olmasını istediği veya beklediği bir durum olsa da günümüz şartlarında bile okullarda hala yaratıcılık özelliklerimizi geliştirmek için bir destek sağlanmıyor. Bu aslında çocukların hayal gücünü ve geniş ölçekte düşünmesini körelten en büyük sebeplerden biri.
Çoğu zaman ailelerin bakış açısı toplumdaki çoğu insanın kendi potansiyelinin önüne geçmesinde engel oluyor. Toplumumuzda hata yapmak çok büyük bir ayıp gibi karşılanıyor ve aileler çocuklarına hata yaparak öğrenme fırsatı vermiyor. İnsanın yaşı ilerledikçe yaratıcılığı, üretkenliği ve yenilikçi yönü köreliyor. Toplumda daha sabit fikirli, konfor alanından çıkamayan, üretmeye üşenen bireyler meydana geliyor. Ve hem günümüz internet çağının hem de insanın kendi özüne vermediği değerin getirdiği sonuçlardan dolayı aynı fabrikalaşmada olduğu gibi, birbirine benzer üretimler hatta çoğu zaman kopya üretimler ortaya çıkıyor.

Peki yaratıcılığın asıl önemi ne diye düşünecek olursak, şunları sıralayabiliriz:
Bir insanın kendini ve potansiyelini keşfetme sürecini çalıştıran önemli bir mekanizma gibi düşünebiliriz bunu, kendini ifade etmenin en özgür olduğu alan belki de; insanın kendine bu fırsatı sunduğunda yapabilecekleri şeyleri gerçekten kafa yormadan anlayamayacağı ama yaratıcı olmaktan korkmadığında da kendi sınırlarının üzerine çıkacağı bir nokta.
Her meslekte biraz biraz ihtiyaç olsa da genelde görsel alanlarda, yazarlık, tiyatro ve müzik gibi sanatla iç içe alanlarda daha önemli olduğu biliniyor. Modern toplumda üretmek kopyalanma halini almasaydı; belki de insanlar daha farklı ve özgün eserler ortaya koyabilirdi. Popüler kültürün en önemli etkilerinden biri de bu oldu.
Bir şeyler başarmış insanlar her zaman yenilikten korkmayan, konfor alanından çıkan ve eleştiriye açık olan insanlardır. Risk almaktan, değişime ayak uydurmaktan korkmayan, her zaman farklı arayışlar içinde olan ve kolaya kaçmayı düşünmeyen insanlar yaratıcılığın kapısını aralayabilmiştir.
Çoğu zaman başına gelen zorluklara çözümler üretirken izlediği yoldan, başkalarının göremediği şeyleri gören veya olaylara farklı açıdan yaklaşabilen insanlar yaratıcı olmaya daha eğilimlidir.
Yaratıcılığın her zaman kafamıza bir elma düşüp gelmeyeceğini biliyoruz. Temelde birçok araştırmanın ve bilgi birleşiminin bilinçaltına bıraktığı kalıntılarla şekillenen bir süreç. Ve bilgiyle yetinmeyip deneyime sunduğunuz her şeyde bunu görebiliyoruz. “Yarının başarılı meslekleri, eski süreçleri iyileştirme yerine yeni fikirlere ve yaratıcı düşünceye güvenecekler.”
Yenilikçi ve yaratıcı düşünce, çözümlerini ve analizlerini tasarlamak için en son teknolojiyi kullanıyor. Nesnelerin interneti (IoT) , robotlar, hızlı modelleme, yapay zeka ve büyük veri analizi gibi yeni bir dünya içinde üretime yönlendiriyor. Gelişim hızlandıkça bireyin yaratıcı ve yenilikçi olma özelliği ön plana çıkıyor. Bu da bizim geleneksel düşünceyi kırıp hata yapmaktan korkmayan ve eleştirel düşünceye açık olan yanlarımızı geliştirmemizi ön görüyor. Değişen ve gelişen toplumda başarı tam anlamıyla yaratıcılıkla doğru orantılı olduğu için bizleri de dönüşüm sürecine sürüklüyor.
Size bir çocuk için yaratıcılık nasıl engellenir bunun toplumdan örneğini sunduğu bir kısa film bırakıyorum.
(Alike, Daniel Martínez Lara ve Rafa Cano Méndez tarafından yönetilen 2015 yılında bilgisayar animasyonlu kısa film.)
Kaynaklar
Tekbaş İsmail, Yaratıcı Düşünme Metodolojisi, Harvard Business Review Türkiye, (16.03.2019)
Kaleminize ve yüreğinize sağlık İlke Aslı Hanım, çok önemli bir noktaya değinmişsiniz teşekkürler.
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için
BeğenBeğen