İnsan doğumundan itibaren hep otantikliğini korumak ister. Ama topluma karıştıkça, çevresiyle bağlantı kurmaya başladıkça dışarıdan gelen olumsuz yargılara maruz kalır ve bu olumsuz yargılar bizleri otantikliğimizden uzaklaştırmaya ve kendimizi sorgulamaya sebep olur…
Otantik benlik; kişinin kendi gibi olması ve kendini çok iyi tanıyabilmesi, dış dünyaya kendini dürüstçe ve tutarlılıkla ifade etmesidir. Kendi gibi olmaktan korkmayan kişidir.
Bu eski çağlarda olsa belki çok anlam ifade etmezdi ama artık insanlar yaşamın getirdiği farklı olma kaygısı içinde “aynılaşırken” kendi otantik benliğine yabancılaşa yabancılaşa kendi olmaktan çıkıyor… Hatta kendi gibi davranan insanları dışlayan ve kabul görmeyen bir sistem bile oluştu. Ve bu bana çok üzücü geliyor. Keşke insanlar sadece var olduğu şekilde kabul görse.
Ne bir başarı, ne maddiyat ne de güzellik algısı. Otantik benlik için sadece düşündüğün ve hissettiğin, kendini etiketlerden bağımsız olarak hiçbir yargıya takılmadan resmettiğin o görünüşün ve yaşam tarzının içindesindir. Toplum otantik benliği reddettiği için bu şekilde yaşarken eleştiri almamak mümkün değil.
Bu özelliğin en iyi yanı her zaman kendini tanıyan ve olayların arasındayken kendini de dışarıdan bakarak gözlemleyebilen biri haline gelebilmek. Zaten insanlık bunu yapamadığı için içsel olarak gelişemiyor ve kendini hep haklı zannediyor ya genelde…
Kendini olduğu gibi seven, kabul eden ve yaşamını böyle süren insanlar daha sakin ve huzura yakın hislerle çevrili oluyorlar. Daha an’ ın içinde ve kendinden emin…
Neden böyle olmayalım ki? Bizi engelleyen birkaç kişinin sınırlı düşünce sistemi ve maneviyata bile bulaşmış kapitalist görüşleri mi?
Yavaşla
Yavaşlamak gerek, kendi özünü tanıma yolculuğunda; nasıl başkalarını gözlemlediğimizde olduğu gibi, kendimizi de gözlemlemek. Her yeni olayda ve duyguda neye nasıl tepki verdiğimizi, nasıl davrandığımızın biraz üzerine düşündüğümüzde belki de çokta toplumdaki aynılığın içinde olmak istemeyiz.
Çünkü biliriz ki her kar tanesinde ve hepimizin parmak izinde olduğu gibi her birimiz ayrı ve biriciğiz… Yaşama otantik benliğimizi koruyarak ve kendimizin farkında olarak ilerlediğimizde elbette ki eski halimiz gibi üstünü örtüp ilerlediğimiz şeylerin tozlu perdesi aralanacaktır. Hatta bu aralanan perde oldukça can yakıcı bile gelebilir. Neyse ki çok uzun sürmez…
Hayata geldiğimizde gelişmeye açık olduğumuz kadar otantik benliğimizi de korumaya çalışarak ilerleriz. Ve ben bu kelimeyi çok duyduğumda, derslerde işlendiğinde anlayamazdım. Ama yaşadıkça ve gözlemledikçe kafamda bu kavram somut hale gelmeye başladı… Bende yargılandım, sorgulandım. Hatta ve hatta kendi bile olmayı becerememiş birçok insan tarafından. Ve bir süre sonra bakıyorsunuz ki tüm yorumlar sizin otantikliğiniz yani “biricikliğiniz” karşısında hiçbir anlam ifade etmiyor.
Çünkü siz bu hayatta eğer kendiniz olabilirseniz başlı başına anlamın kendisi olabilirsiniz…
İnişli çıkışlı bu yolda her şeyden sıyrılıp kendi olabilen, kendini görebilenlere selam olsun …
